top of page
Bilal Akdemir

Değişim Rüzgarları: Direncin Güce Dönüşümü

Find your way - bilalakdemir.com

Değişim, bir liderin karşılaşabileceği en büyük meydan okumalardan biridir. Çalıştığım şirketlerden birinde, yeni prosedürlerin uygulanması gerektiğinde bu meydan okumayla yüzleşmek zorunda kaldım. Sürecin başında karşılaştığım direnç, bir lider olarak öğrendiklerimin temelini oluşturdu. Bu hikaye, o süreçten öğrendiklerimin ve değişimin nasıl başarıya dönüştüğünün hikayesidir.

Değişim Kararı - Krizin Ortasında Bir Fırsat

Her şey, operasyonel süreçlerde yaşanan sorunların artık sürdürülemez hale geldiği bir dönemde başladı. Yöneticiler olarak bir araya geldiğimiz toplantıda, projelerdeki gecikmeler, artan iş yükü ve ekipler arası kopukluklar tartışıldı. Uçak teslimatları gecikiyor, yedek parçaların temin süreleri uzuyor ve bu durum hem operasyonel hem de finansal baskılar yaratıyordu.

Veriler netti: Mevcut prosedürler, iş süreçlerini desteklemekten çok engelliyordu. Yönetim ekibinden biri şu yorumu yaptı:“Ya değişimi başlatacağız ya da bu düzensizlikte boğulmaya devam edeceğiz.”

Team analysis - bilalakdemir.com

Yeni prosedürlerin hazırlanması ve uygulanması için bir proje başlatma kararı aldık. Ancak karar almak işin kolay kısmıydı. Asıl zorluk, bu kararı ekiplere anlatmak ve uygulamaya geçirmekti.

Paydaşlarla Toplantılar - Dirençten İş Birliğine Giden Yol

Değişim kararını duyurduğum ilk toplantıdan itibaren, ekibimdeki yüz ifadeleri her şeyi anlatıyordu. Endişe, belirsizlik ve hatta biraz hayal kırıklığı… Yeni prosedürlerin tanıtımı sırasında, bu ifadelerin gerçek birer tepkiye dönüşmesini izlemek kaçınılmazdı. İlk eleştiriler, doğal olarak, değişimin getireceği ek iş yükü ve potansiyel zorluklar üzerine yoğunlaştı.

Bir ekip üyesi, oldukça keskin bir şekilde itiraz etti:“Bu değişiklikler işleri daha da karmaşık hale getirecek. Şimdiye kadar mevcut prosedürlerle çalışıyorduk ve işlerimizi zor da olsa tamamlıyorduk. Neden şimdi her şeyi altüst ediyoruz?”

Process chart - bilalakdemir.com

Bu, yalnızca bir toplantının değil, uzun bir sürecin başlangıcıydı. İlk toplantıda, değişimin neden gerekli olduğunu açıklamakla yetindim. Ancak o gün fark ettim ki, bu sürecin başarısı yalnızca mantıklı bir gerekçe sunmaktan değil, ekibi bu değişime dahil etmekten geçiyordu.

Adım Adım İlerleme - İlk Toplantılar ve Geri Bildirim

İlk toplantının ardından, düzenli aralıklarla bir dizi toplantı planladım. Bu toplantılarda, prosedür değişikliklerinin taslaklarını ekip üyelerine sundum ve her aşamada onların geri bildirimlerini almayı hedefledim. İlk başta tepkiler oldukça sertti. Bir toplantıda bir ekip üyesi şunu söyledi:

“Onay süreçleri zaten çok uzun sürüyor. Yeni prosedürler her şeyi daha da yavaşlatacaksa, uçakları zamanında hazırlamak imkânsız hale gelir.”

Team collaboration - bilalakdemir.com

Bu tür yorumlar, değişimin doğrudan etkilerini daha iyi anlamama yardımcı oldu. Ancak sadece bu endişeleri dinlemek yeterli değildi; onların önerilerini de sürece dahil etmeliydim. Toplantılardan birinde şu soruyu sordum:“Bu prosedürlerdeki hangi adımların işinizi zorlaştırabileceğini düşünüyorsunuz? Nasıl daha pratik hale getirebiliriz?”

Yapıcı Öneriler - İş Birliğinin Doğuşu

Bu soruyla birlikte, ilk kez yapıcı öneriler gelmeye başladı. Bir ekip üyesi, onay süreçlerinde belirli adımların paralel çalışabileceğini öne sürdü. Bir başkası, sıkışık zamanlarda alternatif iş akışları geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu önerilerle, prosedürlerin hem daha uygulanabilir hem de ekip için daha anlamlı hale gelmesini sağladık.

Team success - bilalakdemir.com

Zamanla, bu toplantılar birer tartışma alanından çok, ortak çözümler geliştirdiğimiz bir platform haline dönüştü. Bir ekip üyesi, üçüncü toplantının sonunda şu yorumu yaptı:“Başta sadece yeni bir yükle karşı karşıya olduğumuzu düşünüyordum, ama artık bu sürecin bizim katkılarımızla şekillendiğini görebiliyorum.”

Direncin Güce Dönüşümü

Aylar süren bu toplantı ve geri bildirim sürecinin sonunda, yeni prosedürler tamamen uygulamaya alındı. İlk başlardaki direnç, yerini daha düzenli, etkili ve iş birliğine dayalı bir çalışma ortamına bıraktı. Prosedürler yalnızca süreçleri iyileştirmekle kalmadı, aynı zamanda ekip içindeki bağları da güçlendirdi.

Bu dönüşüm, ekip üyelerinin yalnızca uyum sağlamasını değil, değişimin bir parçası olmasını mümkün kıldı. Artık bu süreç, sadece yeni prosedürlerin değil, birlikte oluşturduğumuz bir başarı hikayesinin de temsiliydi.


Gerçek liderlik, değişimin bir emrivaki olarak dayatılmadığı, herkesin katkısıyla şekillendiği süreçlerde ortaya çıkar. Direncin olduğu yerde sabır ve iş birliğiyle hareket ettiğinizde, yalnızca prosedürler değil, ekipler de dönüşür.

bottom of page